ALLAH’TAN BAŞKA HAKEM KABUL ETMEK

13-09-2017

ALLAH’TAN BAŞKA HAKEM KABUL ETMEK

 

Rivayete göre Kureyş müşriklerinin müşkilleri olduğu zaman bir kâhini aralarında hakem tayin ederler ve verecekleri karara göre razı olurlardı. Peygamberimiz’e de böyle bir teklif getirdiler ve dediler ki: "Seninle aramızda ihtilafı halletmek için yahudi rahiplerinden ve hıri-stiyan piskoposlarından hakem yapalım da bakalım onların kitabında sana dair bir şey varsa, bize haber versinler!" Kur’an şöyle der:

 

"Ey Resulüm! De ki: Sizinle aramızı ayırt eden Allah’tan başka bir hakem mi ararım? Kendilerine O kitap verdiğimiz o yahudi ve hıristiyan âlimleri de şüphesiz bilirler ki, bu Kur’an Rabb’ından hak olarak indirilmiştir. Öyle ise sakın şüphe edenlerden olma! Rabb’inin emri ve yasakları, doğruluk ve adalet yönünden tamam oldu. O’nun kelimelerini değiştirecek hiç bir şey yoktur. Allah onların dediklerini hakkıyla işiticidir, gizlediklerini de tamamıyla bilicidir. Eğer yeryüzündeki insanların ekserisine uyarsan seni onlar Allah yolundan saptırırlar, onlar sadece zan ardında yürürler ve sadece yalan uydururlar. Muhakkak Rabb’in, yolundan sapanları en iyi bilendir ve O doğru yolda bulunanları da ziyade bilendir." (Sure 6:114-117)

 

Allah’ı bırakıp da şunun veya bunun hakemliğine, hakimliğine başvurmak veya böyle bir teklifi kabul etmek tavizden başka nedir? Hak kaynağı bırakıp da batıl kaynağa ve en azından şüpheli kaynağa başvurmak değil midir? Ortada her yönüyle mükemmel, mükemmel olduğu kadar da mufassal bir kitap, bir Kur’an varken O'nu ve O'nun sahibi Allah Teala’yı bırakıp da başkası hakem kabul edilir mi? Bu nasıl bir tekliftir? Elindeki lambayı söndürüp körlerden yardım istemek gibi bir şey değil midir? Bu ise, ahmakça bir talepten başka nedir?

 

Sonra bir şeyin hakemliğe layık olması vereceği kararın yüzde yüz isabetli bulunması için onda şu iki vasfın mutlaka bulunması lazımdır. Bunlardan biri doğruluğu, ikincisi de adaletli oluşu. Bu iki vasıf da en mükemmel ve son derece tamam bir şekilde ancak Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’dir. Yani Kur’an sadıktır, haktır, hakikattır; yalan ve şüpheden son derece uzaktır. Şeriat ve hakem itibarıyla da adaletin ta kendisidir. Zulümden, hatadan münezzehtir. Ve onu değiştirecek, ona karşı hakemlik, hakimlik, mümeyyizlik yapacak hiç bir şey, hiç bir kimse yoktur. Ne kimse onun kelimelerini kaldırıp yerine daha doğru ve daha adaletlisini koyabilir ne de mislisini. Allah’ın sözü, kanun O’nun kanunu, hüküm O’nun hükmüdür. O, hem en iyi işiten ve hem de en iyi bilendir. Binaenaleyh O’ndan başka bir hakem talep etmek nasıl düşünülür ve nasıl caiz olur ve böyle bir şeyi kabul etmek bir sapıklık değil midir?

 

İşte, böyle bir teklifi kabul etmeyi ve bu yolda taviz vermeyi Kur’an caiz görmemiş, hakkı beyanda ısrar etmesini Resulü’ne emretmiştir.

 

 

İSLÂM'DAN TAVİZ VERMENİN HÜKMÜ - CEMALEDDİN BİN REŞİD رحمة الله عليه


RISALE

ZÄHLER

Heute 2939
Insgesamt 4691107
Am meisten 42997
Durchschnitt 1753