BİR EMİR, BİR İDARECİ NE ZAMAN GÖREVİNDEN ALINIR

12-09-2017

BİR EMİR, BİR İDARECİ NE ZAMAN GÖREVİNDEN ALINIR ?

 

 

1. Kâfir olursa:

Emir. (Allah korusun!) öyle bir söz söylemiş veya öyle bir hareket yapmış ki, dinden çıkmıştır; artık imanı gitmiştir, kâfir olmuş, mürted olmuştur. Onun bu hali şer’i delillerle sabit olmuş ve isbat edilmiştir.

Böyle bir emir görevinden alınır ve uzaklaştırılır. Bunda İslam ulemasının ittifakı vardır. Artık bir müslüman cemaatın başında bir kâfir bulunamaz.

 

2. Emir fasık olursa:

Emir nasıl fasık olur? Haram işliyor; farzlardan birini veya birkaçını terketmiş. Mesela: Namaz kılmıyor veya oruç tutmuyor. Veyahut haramlardan birini veya birkaçını işliyor. Mesela: İçki içmeye veya kumar oynamaya başlamış, faiz yiyor, karısının başını açık gezdiriyor. Böyle bir duruma düşen emir fasık olmuş olur. Bu durum, yine öyle dedikodu ile değil, şer’î delillerle isbat edilmiş olması lazım. Bu hale düşmüş bir emirin görevden alınmasında İslam ulemasının ihtilafı vardır; kimi âlimler derler ki, "Emir görevinden alınsın. Çünkü, fasık olunca, emir artık adalet ve ehliyetini kaybetmiştir.” Kimi âlimler ise alınmasında fitne çıkması kuvvette muhtemel olduğundan görevden alınması yoluna gidilmez. Ancak uyarılır, öğüt ve nasihat edilir ve sabredilip itaat edilir...

 

3. Hata:

Emir bir veya birkaç hata işlerse ne olur? Önce hatanın ne olduğunu bilelim: Hata demek, iyi niyetle ve bilerek meşru bir işe başlanmış ama sonu iyi gelmemiş; hatalı olmuş, zararlı olmuş. Mesela: Cemiyet namına bir ticarethâne açılmış; hem üyeler kazanır hem de cemiyeti-mize yardım olur, denmiş. Fakat her nedense bir fitneye sebep olmuştur. İşte bu hatadır. Veya işe bir adam alınmış, adam yaramaz çıkmış. Bu da bir hatadır... Bu hatalara düşmede emirin kusuru yok mu? Elbette vardır; son derece dikkatli olması, sonunu çok iyi hesap etmesi ve böyle bir hataya düşmemesi lazımdır. Ancak; hatasız kul olmaz, herkes hata edebilir. Peygamberler de bile bazı zelleler (hatalar) vaki olmuştur. Binaenaleyh, emir böyle hataları yüzünden görevinden alınmaz. Uyarılır; icraatında daha dikkatli olması için öğüt ve nasihatlar yapılır.

 

4. İhmalleri halinde:

Emirin ihmalleri görülürse: Mesela; fırsatları kaçırıyor, imkanları değ-erlendirmiyor, tembellik yapıyor, vaktinde, meşru muazereti olmadan görevinin başına gelmiyor, ümitsiz bir hava içerisine girmiş, cesaretini kaybetmiş, korkak ve ürkek bir hale gelmiş ise, uyarılır; mesuliyeti sık sık kendisine hatırlatılır ve şu hadis-i şerif’lerin ifade ettikleri akibetler kendisine sık sık anlatılır:

"(En az) on kişinin üzerine emir tayin edilen kimse kıyamet gününde onlardan sorulur."

(Camiüssağır)

 

"Ya Ebazer! Sen zayıfsın, emirlik ise bir emanettir. Şüphe yok ki, bu emanet kıyamet gününde hakaret ve pişmanlık olacaktır. An-cak, bu emaneti haklı olarak üzerine alıp da onun gerekli kıldığı vazifeleri yerine getirenler müstesnadır."

 

"Adalet edenler, Allah katında nurdan minberler üzerinde olaca-klardır. O nurdan yükseklikler, haddizatında huzuru yüksek aziz ve celil Rahman’ın yüksekliğindendir. Bu adiller öyle kimselerdir ki, onlar, kendi ehilleri ve velayetlerinde bulunanlar hakkında verdikleri hükümlerde daima adalet ederler."

 

"Allah’ın; bir halk topluluğunu güdüp idare etmek vazifesini verdiği kimse, idare ettiklerini aldatıp zulmetmiş olarak ölürlerse, Allah ona cennetini muhakkak haram kılacaktır."

 

"...Ey Allah’ım! Her kim ümmetimin işinden bir işi üzerine alır da onlara meşakkat verirse, sen de ona meşakkat ver. Her kim de ümmetimin işlerinden bir şeyi üzerine alıp onlara lütuf ve merha-metle muamele ederse sen de ona lütuf ve merhametle muamele

et!"

 

"Müslümanların işini üzerine alan, sonra da onların hayrına çalış-mayan ve onları idare etmekte hulüs ve sadakat göstermeyen her emir, idare ettiği cemaatle birlikte cennete (yani cemaatı girerse de kendi) giremeyecektir."

(Bu beş hadis Müslim’ den)

 

"Emir, (kendisine bağlı) insanlar arasında şübhe ararsa (yani on-lardan şübhe ve tereddütler içerisinde olur, onlara inanmaz ve güvenmezse), onları fesada verir."

(Ebu Davud, Hakim)

 

"Adil bir imam (vazifesini hakkıyle yapan bir emir) mezara kon-duğu zaman sağ yanı üzerinde kalır; adaleti terkederse (üzerine düşeni yapmazsa), sağdan sola çevrilir."

(İbn-i Asakir)

 

Bütün bu ikaz ve uyarılara rağmen, emir hâlâ ihmalkârlığına devam ederse durum ne olur? Artık o, kendi kendini azletmiş sayılır. Ona: "Arkadaş! Ya hizmet veya gitmek! İkisinden birini seç! Çünkü, cemi-yet ve cemaatin işleri, din ve mukaddesât işleri yüz üstü kalamaz, bu önemli işler ihmal edilemez. Hem sen vebale girersin hem de cemiyet zarar görmüş olur...”

 

İMKANLAR VE HAMLELER - CEMALEDDİN BİN REŞİD  رحمة الله عليه


RISALE

ZÄHLER

Heute 385
Insgesamt 4845241
Am meisten 42997
Durchschnitt 1790