KENDİNE DÖN; HAKKINA VE ŞERİAT’INA SAHİP ÇIK!

12-09-2017

KENDİNE DÖN; HAKKINA VE ŞERİAT’INA SAHİP ÇIK!

 

Ey toprakları işgal edilmiş ve Şeriat'ı kaldırılmış Anadolu'nun insanı!

Sana sesleniyor ve diyoruz ki:

 “Sen kendi toprakların üzerinde esirsin; din hürriyetinden, fikir hürriyetinden, yazı hürriyetinden, siyasî hürriyetten” mahrumsun; medreselerin kapatılmış, Kur’an kursların rejimin eline verilmiş, cami ve mescidlerin kontrol altına alınmıştır!.. Bu itibarladır ki, istenilen şekilde, UIum-i Arabiyye'yi ve Ulum-i Şer'iyye'yi okutacak medreselerin yoktur ve hem yasaklanmıştır; Artık, ne gereği gibi Arapça bilen müderrisler yetişmekte ve ne de UIum-i Şer'iyye'yi bilen fakihler! Gerçi her ne kadar 1950'lerden sonra “İmam- Hatib” ismi altında okullar açıldı ise de bunlar birer göstermeliktir; iyi niyyetle açılmamıştır, programları kısırdır; Arapça öğrenemezler; diğer ilimlerin adeta isimleri, tarifleri öğrenip geçilir! Netice itibariyle diplomalı çoktur ve fakat ilim adamı yoktur! Sakal ve bıyık kesenlerin haddi hesabı mı var?!. Başında foter veya başı açık, kollar kısa, ayağında pantolon ve nihayet protestan papazından farksız. Kimse darılmasın; istisnalar son derece azdır.

Diyanet'in kontrolündeki Kur'an kursları bunlardan farksızdır; hiçbirine melek girmez. Neden? Çünkü Hübel Putu asılı da ondan?

Demek oluyor ki, bir İslam memleketinde dinî tedrisat müesseseleri, Kur'an kursları, din işleri ve diyanet, İslam'ın ruh ve metnine uymazsa,yarım yamalak mollalarla dolarsa, takva ehli olmaktan uzak, kılık ve kıyafetiyle papazdan farksız olursa artık siz o memleketin halini ve halkını düşünün!.. Ve böyle bir memlekette birlikten ve beraberlikten bahsedebilirmisiniz? Siz o memlekette varlıktan ve dirlikten söz edebilir misiniz? Siz o memlekette huzur ve sükundan söz edebilir misiniz? Siz o memlekette hürriyetten bahsedebilir misiniz? Siz o memleketin yarınından emin olabilirmisiniz; he rtarafta anarşi, her tarafta felaket! Herkes yarınından endişeli! Memleket keşmekeş içinde, millet huzursuz!..

Tek Çıkış Yolu:

Allah`a dönme; Şeriat'a dönme, Kur'an’a dönme, İslam'a dönme ve İslam’ın devletine dönme; “Anayasa Kur'an, kanun Şeriat, devlet İslami..” deme ve ilan etme ve milletçe haykırıp Tevhid bayrağının altında toplanma ve hem vakit geçirmeden ve teneşire çıkmadan bunu yapma ve temin etme ve bu suretle meseleyi kökünden halletme! Yani Şeriat’a gitme, hem peygamberî bir metodla Allah kanunundan ibaret olan Şeriat'a gitme ve Şeriat'ın dışında ve ona yabancı ne varsa hepsini kaldırıp çöp sepetine atma ve bu şekilde memleketi şirkten ve puttan, put kanunlarından, Ebu Cehil yasalarından arındırma ve bu arada binaları put resimlerinden, meydanları heykellerden, mahkemeleri tağut kanunlarından, mektepleri tağut sistemlerinden, basını edepsiz ve hayasızlardan ve nihayet devleti meyhaneci ve kerhaneci olmaktan uzaklaştırma ve herşeyi Şeriatve Allah kanunu zeminine oturtma!..

 “Kim de beni anmaktan (yani Kitab'ımdan, Kitab’ımın ayetlerinden ve Şeriat'ımdan) yüz çevirirse, şüphesiz ki onun için dar bir geçim vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.” (Taha, 124)

 “Belki doğru yola dönerler diye onlara bu büyük azabtan önce, dünyanın yakın azabının çeşitlerinden de mutlaka tattıracağız." (Secde, 21)

 “İsrailoğullarından inkâr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmişti. Çünkü onlar isyan etmişlerdi ve saldırıyorlardı. Yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı. Ne kötü şey yapıyorlardı."

 “Ey iman etmiş olanlar! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetli ve şiddetlidirler, Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah'ın Iütfu geniştir, O, bilender" (Maide, 54)

Tefsir:

İbn-i Kesir, bu ayetin tefsirinde şu ifadeleri ve şu hadisleri kaydetmekte:

 “Allah, kudret-i Azimesiyle haber veriyor ve diyor ki: Kim Allah'ın dinine sahip çıkmaz, Şeriat'ını ayakta tutmaz, onu hayata, dünya hayatına hakim kılmazsa, yani devlet yapmazsa, hele hele Şeriat'ı kaldırıp onun yerine küfrün ve kâfirin kanunlarını getirirse, Allah böylelerini helâk eder, yerin dibine geçirir de onların yerine hayırlı insanları; dinine sahip, Şeriat’ına bağlı, kâr ve zararını bilen, dost ve düşmanını tanıyan insanları getirir, onlar Allah'ı severler, Allah da onları sever; imanlılara karşı alçak gönüllü, merhametli, kâfirlere karşı ise şiddetli ve şerefli! Bu derece mükemmel ve kâmil birer insan!.. Peygamberlerine layık; peygamberleri gibi dostlarına karşı gülen,düşmanlara karşı savaşan; bu arada korku nedir bilmeyen ve onları Allah ve Peygamber'ine itaattan ve şer'î hükümleri uygulamaktan, emr-i maruf, nehy-i münkerden hiçbir engel engelliyemez ve hiçbir mani men edemez. Zira onlar Allah'tan başka kimseden korkmazlar, onların tek bir arzuları vardır: O da Rabb'lerinin rızası ve cenneti!..“

İmam Ahmed'in Said-i Hudrîyden bir rivayeti şöyle:

 “Mütenebbih olun! Gördüğün veya şahid olduğun hakkı söylemeyi, hiçbir kimsenin korkusu sizden men etmesin! Zira hakkı söyleme veya O Azim'i zikretme ne eceli yaklaştırır ve ne de rızkın kesilmesine sebep olur.“

 “İsrailoğulları günaha düşünce, âlimleri kendilerini nehyettiler. Fakat onlar günahlardan vazgeçmediler. Alimleri ise (onlardan nefret edip uzaklaşmaları gerekirken tersine) meclislerine gidip onlarla oturdular, onlarla yiyip içtiler. Dolayısıyla Allah onların kalplerini birbirine vurdu, Davud ile Meryem oğlu İsa’nın lisaniyle onlara lanet etti.”

 “Cihadın efdali hak kelimeyi zalim bir hükümdara karşı söylemektir.” (Ebu Davud; Tirmizi, İbn-i Mace)

İşte ayet ve hadis-i şerifleri gördünüz. Bunlar hep emr-i mâruf ve nehy-i münkerle ilgili ve farz. Devlet zora başvuracak, ulema diliyle söyleyecek, halk ise kalbden buğzedecek.

Devlette iş yok; üstelik teşvik ediyor. Çünkü Şeriat düşmanı!

Halk; dost ve düşmanını bilmiyor, Şeriat düşmanı devleti destekliyor! Bu derece şuursuz!..

Ulemaya, yani hocalara gelince; istisnalar kaideyi bozmaz, onlar da canından, malından, makamından, maaşından korkuyor; Şeriat`tan; Şeriat'ın devlet olmasından, Kur'an'ın anayasa olmasından bahsetmiyor; suya-sabuna dokunmayan meseleleri, hikâyeleri anlatmak suretiyle vakit geçiriyor ve insanımızı uyuttukça uyutuyor ve bu şekilde de kâfir rejimin ömrünü uzatmış oluyor. Dervişler de bunlardan pek farklı değil!

Tavsiyelerimiz:

Ey Millet Evladı!

Şeriat düşmanı devlete “Benim devletim!” diyemezsin, ondan yana olamazsın. Ona düşman olmalı ve ona: “Çekil topraklarımızdan!” demeli, ,”Çekil ki, bu toprakların sahipleri gelsin! Şeriat`ı hakim kılsın, Şeriat devlet olsun!”

Ve Ey Millet Evladı!

Senin hocalara da sözün olacak! Onlara demelisin, onlara yazmalısın, onlara söylemelisin ki: "Sen, Peygamber makamında oturuyorsun; onun varisi olup onun namına, Şeriat adına konuşuyorsun; ya neden Şeriattan, Şeriat’ın devlet olmasından, Kur'an'ın anayasa olmasından bahsetmiyorsun? Neden anayasası Şeriat olmayan, Kur’an olmayan bir devletin dinsiz, imansız, kitapsız bir devlet olduğunu söylemiyorsun? Neden hiç olmazsa ev sohbetlerinde anlatmıyorsun? Ve neden kürsüde, minberde ve neşriyat hayatında, gazete sütunlarında, bildirilerinde ve kitaplarında anayasası Kur'an olmayan devletin, devlet idaresinin İslam devleti olmadığını, tersine şirk devleti, put devleti olduğunu ve böyle bir devlete, “Benim devletim!..” diyenlerin de o devleti idare edenlerin de onlardan yana olanların da dinden ve imandan çıkacaklarını, nikâhlarının da gideceğini, söyleyenlerin yanında ve safında yer almıyorsunuz? Ve bunun hesabını hem insanlık önünde ve hem de Allah huzurunda nasıl vereceksiniz? Kendinizi, geleceğinizi, ahiretinizi hiç düşünmüyor musunuz? Ölüm var ölüm!.. Sizleri ne Kemal kurtarır ve ne de Kemalistler? Ne makam kurtarır ve ne de para? Ecel gelip sizleri bilmediğiniz bir zamanda alıp götürür, mezarda da tek başınıza kalırsınız ahirette de! Ne Peygamber sahip çıkar ne de Kur'an ve ne melekle rşefaatçı olur ne de mü’minler'? Şeytanlarla beraber kalırsınız, Şeriat’ı reddeden, demokrasiyi savunan, kemalizmi övenlerle, illa da parti parti diyenlerle beraber haşrü neşrolursunuz, tağut yolunda mücadele verenlerle beraber olursunuz! Yeriniz ve yurdunuz cehennem ateşi olur! Şeytanlarla, kemalistlerle orada ebediyyen kalırsınız!.. Kur'an öyle demiyor mu?

 “Mü'minler Allah yolunda savaşırlar (Şeriat'ın devlet olması yolunda mücadele verirler); kâfirler ise tağut yolunda mücadele verirler...” Allah Resulü (s.a.v.) de, “Kişi kimi severse onunla beraber olur!” demiyor mu? Rabb'ülâlemin'den cümleye hidayetler, basiretler dua ve niyaz ederiz.

------------------------------------------

          NOT: 1- (1. ve 2.) Beyyineler ile “Hakkı Sahibine İade” isimli risaleyi dikkatle oku ve okut!

          2- Hatalı bulduğun mevzuların, kaynak ve delillerini göstererek, neşriyat yoluyla tenkidini yap!..

          3- Bey’attan imtina edenlerin imtina sebebi; ya devleti ihya meselesini anlamamış olması, ya malından ve canından korkması veya buyruk olma sevdasına kapılmış bulunmasıdır. Bütün bunların sebebi de iman zaafıdır!..

 

BEYYİNELER 3 - CEMALEDDİN BİN REŞİD  رحمة الله عليه


RISALE

ZÄHLER

Heute 717
Insgesamt 4694259
Am meisten 42997
Durchschnitt 1753