01-10-2017
M. KEMAL'İ KORUMA KANUNU
T.C'nin Adalet Bakanlığı bir "Atatürk'ü Koruma Kanunu" tasarısı hazırlamış ve bunu acele görüşülmek üzere meclise sunmuştu. Bu tasarı, şu fiillerin "ağır cezalar"a çarpıtılmasına dairdir: "
a) Atatürk'ün resim ve heykellerine tecavüz.
b) Atatürk'e lisanen tecavüz;
c) Atatürke neşren tecavüz."
Bu kanun tasarısının ruhu çok kötü bir hukukî intiba bırakmaktadır. T.C'nin kemalistlerinin sözde demokrasi oldukları iddiasının doğru olmadığının en bariz örneğidir bu 5816. numaralı kanun yasası. Bugün hiç bir "demokrat" ve hatta antidemokrat memlekette herhangi bir şahsi korumak için bu şekilde bir kanun yoktur. Ve böyle bir kanunun vaz'ı da hiçbir zaman mevz-u bahis olmamıştır. Zira "şahıs" mefhumu, totaliter zihniyetin birinci ifadesidir. "Lisanen ve neşren hakaret" diye mevzu alabildiğine suistimale müsaittir. Mesela bir vatandaş M. Kemal'in her gece içiki içtiğini bir hatıra kabilinden nakletse, "lisanen hakaret" suçu ile tasrih olunduğu üzere "ağır" cezaya çarptırılacaktır. Keza hiçbir fikir ve kalem erbabı, bu mevzuya uzaktan olsun dokunmaya cesaret edemeyecektir. Bir tarihçi, Cumhuriyet devrine ait vesikalar neşredemiyecek, yazı yazamıyacaktır.
Senelerce "Avrupa'dan şunu aldık, bunu aldık!" diye böbürlenmekle geçmiştir. Garb'den en mühim şeyleri alamadığımızın hâlâ farkında değiliz! Esprit critigue, müsbet çalışma fikri müsamaha mefhumları garbı bugün "garp" yapan, bu mefhumların alabildiğine inkişafi olduğu gibi, İslam âleminin inhıtatına sebep de, bu mefhumların gittikçe kıymetinde kaybetmesidir. Anadolu'da 5816 numarlaı bu kanun ile, fikir hürriyeti ve tenkidi zeka imha olunacaktır. Böylece, son ümid kapısını da arkasına kadar kapıyarak, garbden alınmayacak ne varsa hepsini aldığımızla övünmekle devam edeceğiz. O alınmayacak şeylerdir ki, Anadolu insanının karakterini değiştirmek üzeredir.
Tek misal verebilir misiniz: Dünyanın hangi memleketinde bir tek şahıs için bu mahiyette bir kanun çıkarılmıştır. Bugün garp milletleri, kendi kitlelelerinin büyüklüğü ile mütenasiben yetiştirmiş oldukları millî liderlerini alabildiğine tenkid süzgecinden geçirmekle meşguldur. Ancak böyle "hakikat"e vasıl olabilmek imkânı mevcuttur. Bir millet, yakın mazisinin tarihini, uydurma tarih kitaplarından okursa, bir devrin tarihini kaleme almak veya bu mevzuya malzeme temin etmek isteyenler kanunen susturulursa, o milletin hangi maksatlarla aldatıldığına dair, biraz derin düşünmesini bilen kafalarda acı bir sual yer etmez mi?
Bir noktada da iftihar etsek yeridir ki, bazı sahalarda, bugünkü garbı en az bir asır geride bırakmıuş bulunuyoruz. Mesela son 76 senede peygamberlere sövülmüş, tarihin artık kat'i hükmünü verdiği büyük milli kahramanlar ile istihza edilmiş, tarihteki büyük zevatları küçültülmek ve küçük düşürülmek istenmiştir. Işte tenkid fikri ve müsamaha mefhumu, muasır garbda henüz dereceden inkişaf edememiştir. Şimdi nasıl olur da, bir milletin mukaddesatını ve dev dahilerini feda bahasına ulaşmış bulunduğumuz bu seviyeyi, bir tek şahıs uğruna kaybetmeye razı olabileceğiz? Bu kanun ile Türkiye'de hangi zümrelerin borusunun öttüğü de dosta ve düşmana artık tam manasiyle teşhir edilmiştir!
Sebilürreşad adlı dergiden yararlanılmıştır!
Heute | 2212 |
Insgesamt | 4690380 |
Am meisten | 42997 |
Durchschnitt | 1753 |